İçeriğe geç

İlk Adımlar #1

Aslında biraz klişe olacak ama bunu söylemeye mecburum. Muhtemelen hemen hemen herkesin hayalinde olduğu gibi bizimde bir karavan ile dünyayı gezme hayalimiz hep vardı.

Fakat yaşadığımız koşullar buna müsait olmuyor diye düşünürdük. Sonuçta “Boş hayaller peşinde koşmayın, yabancılaşmayın, sigortalı bi işiniz olsun, bunu hayal edin, bunun için çabalayın” gibi öğütlerle büyüdük. Önce iyi bir iş için çabaladık, sonra para kazanmak, sonra başımızda bi çatımız olsun, ufakta olsa bi arabamız olsun ayağımız yerden kesilsin, kızımızı en iyi şekilde yetiştirelim, gezip harcayacağımıza onun geleceği için biriktirelim derken hayallerimizden bir miktar uzaklaştığımızı farkettik.

Çok eski zamanlarda da var olan bir yaşam tarzıdır karavan, özellikle güzel yurdumun dışında. Ama son zamanlarda yurt içindeki karavan çılgınlığı bizi kendimize getirdi. Ya bizim de hayallerimiz vardı, neden yapmadık! Hepimizin takip ettiği, hatta sevdiği, neredeyse ailemizin içine aldığımız bi çok karavanlı gezginden ilham alarak bizde hayallerimizi gerçekleştirmeye kadar verdik, en azından bir kısmını. İyi ki, sosyal medyada bile olsa onlarla yollarımız kesişti.

Yine de çok net “evet bu olmak zorunda” dediğimiz bir hayal değildi. Çünkü bizim bir takım vazgeçemeyeceğimiz prensiplerimiz mevcuttu. Mesela panelvanın yükleme bölümünde koltuk olması gerekiyordu, ki 3 yaşındaki kızımız arka bölümde, ruhsata işli bir araç koltuğuna bağlanmış oto koltuğunda seyehat etmeliydi. (Ve bunun gibi birçok sebeplerimizden araç seçimleri yazımda bahsettim) Nitekim aradığımız aracı bulduk.

Aracın satıcısı ile irtibata geçip bi süre bizi beklemelerini istedik, ilk fırsatta (2gün sonra) Ankara’ya 2 otobüs bileti alıp yollara düştük. Emrah için oldukça zor ve yorucu bir geceydi. Söylediğine göre uykuya dalmakta zorlanıyor ve otobüsün sık sık verdiği molalar yüzünden uykusu bölünüyordu. Ben ona heyecan derim. Aslında bende çok heyecanlıydım ama acayip huzurlu uyumuşum, gözümü bir açtım Ankara’dayız.

Acayip bi güneş vardı, o yüzden gözümü açmakta biraz zorlanmış olabilirim 🙂

Bu araçta istediğimiz tüm özellikler mevcut, fakat teknik açıdan problemleri var mı? Çözümü kolay problemlerse ne ala, ya yürüyeni sıkıntılıysa! Önceki sahipleri bakımlarını zamanında yapmadıysa, ya bize çok sorun çıkaracaksa diye diye aracın yanına geldik. İlk karşılaşma anımızı canlandırıyorum gözümde, Allah’ım ne de yakışıklı. Kar gibi, beyaz. Güneş ona vuruyor, ışıldıyor ve ışık saçıyor etrafa. Sanırım aşık olduk…



İçini turladık, beğendik, gerçekten beğendik. İkimizinde ağzı kulaklarını geçmiş halde exper yolu tutuldu.

Motor %90, bla bla, sağ stop lambası üzerinde lokal boya mevcut, bla bla gibi çoğunu Emrah’ın bana göre çok daha iyi anladığı dilde konuşmalar yapıldıktan sonra experden olumlu sonuçlarla çıkıp, satış işlemlerini hallettik. Yeni plakamızı da bu sırada aldık. Bir panelvanımız vardı artık. (Aracın detaylarından, araç seçimi yazımda bahsettim.)

Aslında panelvan araç bulmak oldukça zor, geneli tabir-i caizse hor kullanılmış, ağır yükler taşınmış, kilometreleri çok yüksek vs vs olur. Ve panelvan araç ararken on yüz bin milyon tane araç gezilir. En azından bir binek araca göre daha meşakkatli bir iştir panelvan seçmek. Bizde bu konuda uzman değiliz ya işte çeşitli bloglarda okuduğumuz deneyimlerden yola çıkarak söylüyorum bunları.. Fakat bizde öyle olmadı. Aldığımız panelvan bizim ilk baktığımız araçtı, zaten bu yola o araçla karşılaştığımız için çıkmıştık. İlk baktığımız aracın bu gibi sorunları olmaması ve içimize bu kadar sinmesi tamamen bizim şansımız sanırım.

Siz bakınca araç yolda yağ gibi kayıyor olabilir, bize göre bildiğiniz uçuyor, gökyüzünde salına salına dönerken Emrah, “hadi biraz sen kullanda ben dinleneyim” diyor. Ahh tabi ki yapabilirim, evet hazırım, evet evet buna hazırım ben, hazır doğdum.. !!

Yedek şoförlük görevimi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyorum ama kendimi kamyon şöförü gibi hissediyorum.
Neyse ki ilk 15 dakikadan sonra keyif almaya başladım. Artık yılların uzun yol şöförü gibi vitesi bi bilek hareketiyle geri itmeler, sol kolu camın kenarına dayamalar, avuç içiyle direksiyon döndürmeler falan..

Kocam beye uykular yetmeyince, biraz mola verip arkada uyumayı deneyimledik 🙂 Bu kadarı bile bizi heyecanlandırdı. Birde karavan dönüşümü tamamlandığında nasıl huzurlu uyuruz kim bilir..

Evimize döndüğümüzde artık ne yapacağımızı bilmiyorduk. Nereden başlayacağımız kestiremiyorduk. Yinede bir yerlerden başlamak gerekiyordu. Bizde yapımda kullanacağımız malzemelerin daha detaylı araştırmaları ve siparişleriyle işe başladık. En kısa sürede panelvanımızın karavana dönüşüm sürecini başlatacağız. Bu sürecin detaylarını, aşama aşama www.elifkaval.com ‘dan veya instagram profilimden, ve dahası süreçle ilgili videolar paylaşmayı plandığımız Youtube kanalımdan takip edebilirsiniz.

Hayallerimize doğru yaptığımız yolculuklarımız kim bilir belki içinizden bir kişiye bir ışık olur, belki de yapacağınız bir yorum bize ışık olur..

Bir gün bir yerlerde karşılaşmak ümiydiyle.. Mutlu kalın, mutluluğunuzu paylaşın, çünkü mutluluk paylaştıkça çoğalır..

https://www.instagram.com/p/B4ucPW-pvoG/?utm_source=ig_web_copy_link
https://www.instagram.com/p/B4152iTJ_hS/?utm_source=ig_web_copy_link
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir